BİR İNSANÎ DİPLOMASİ KURULUŞU OLARAK; ANDA

BİR İNSANÎ DİPLOMASİ KURULUŞU OLARAK; ANDA

* BİZİM ORADA NE İŞİMİZ VAR?

Murat Pehlivanoğlu  | Ağustos 2020

ÖZET:

Çalışma insanî diplomasi kavramını açıklayarak, ANDA’nın bu bağlamda saha çalışmalarını inceleyecektir. İnsani yardımların yansımalarını ve sahada yapılan çalışmaların Türkiye’nin yumuşak gücüne olan etkisini ortaya koymak maksadıyla hazırlanmıştır. Bu çalışmada Türk’ün tarihi vizyonunu, üç kıtada ayak izlerinin yansımasını, zengin çok kültürlü dokusunu ve küresel barış vizyonunu benimsemiş Türkiye’nin insanî diplomasi faaliyetleri ANDA tarafından nasıl algılanmış ve hayata geçirilmiştir soruları yanıtlanacaktır. ANDA, ülkemizin sert güç unsurlarını kullanarak ülke sınırımızda açılan güvenlik koridoru içerisinde devletin kurum ve kuruluşlarının politikaları ile koordineli hareket etmektedir. Fakat bir sivil toplum kuruluşu olmanın verdiği özerklikle serbest şekilde Türkiye’nin yumuşak güç kabiliyetini çeşitli faaliyet sahalarında hayata geçirmiştir. Bu kapsamda teoride yumuşak güç unsuru olarak ortaya çıkan insanî diplomasi kavramı incelenecek, kavramın ANDA tarafından yapılan faaliyetler üzerinden sahaya yansıması değerlendirilecektir. Ayrıca Türk kamuoyunda “bizim orada ne işimiz var” algısının anlamlı bir cevabı olması amaçlanmaktadır.

GİRİŞ:

Dış politika yapımı asırlardır güç kavramı üzerinden şekillenmiştir. Joseph Nye, gücü şu şekilde tanımlamaktadır: “ Sözlükte sert gücün müdahalesi ve bir şeyi yapabilme kapasitesi olduğunu yazar. En genel anlamıyla, güç̧, birinin istediği sonuçları elde edebilmesi demektir.” (Nye, 2005: 11) Yine başka bir bakış açısı ile, Holsti (1964: 179), gücü; “bir ülkenin sahip olduğu imkân ve hareket kabiliyetini ödül, ceza, ikna ve zorlama gibi yöntemler kullanarak karşı tarafın davranışlarını kendi çıkarları doğrultusunda değiştirebilmesi” şeklinde tanımlamıştır.

Özetle güç karşı tarafa kuvvetle veya ikna ile üstün gelebilme kabiliyetidir. Türkiye bugün silahlı kuvvetlerinin etkisi ile dünya üzerinde sayılı sert güçler arasında yerini almayı başarmıştır. Aynı şekilde sert güç unsurlarının üstün gelme kapasitesini son yıllarda insanî yardım ve diplomasi faaliyetleri ile ikna etme üzerine yoğunlaştırmıştır. Anadolu Ajansı’nın 2018 rakamları ile verdiği haberden alıntılayarak, “İngiltere’de “Global Humanitarian Assistance” (GHA) programınca hazırlanan 2018 yılı Küresel İnsani Yardımlar Raporu’nda, Türkiye geçen yıl 8,07 milyar dolar insanî yardım miktarıyla birinci sırada yer aldı. Türkiye’nin ardından ABD, 6,68 milyar dolar insanî yardım miktarıyla ikinci sırayı aldı. Raporda, insanî yardımların milli gelire oranı temelinde yapılan sıralamada da Türkiye yüzde 0,85 ile 1. sırayı aldı ve “dünyanın en cömert ülkesi” unvanını korudu. Türkiye’yi yüzde 0,17 ile Norveç ve Lüksemburg izledi. (www.aa.com.tr)

Bu doğrultuda yumuşak gücün önemli bir unsuru olarak dünyanın insanî diplomasi nedir ve hangi faaliyet alanları bu kavramın alt başlıklarıdır sorusu yanıtlanacaktır. Çalışma ANDA’nın insanî diplomasi ekseninde hayata geçirdiği çalışmaları inceleyerek noktalanacaktır.

YUMUŞAK GÜÇ NEDİR, NASIL KULLANILMALIDIR:

Sert güç ve yumuşak güç arasında farklılıklar vardır. Sert gücün araçları, askeri ve ekonomik kaynaklarla sağlanırken; yumuşak güç kullanımında kültür, sanat, sinema, mimari, müzik, eğitim sistemi, rekabet ortamı, özgürlükler, demokrasi, insan kalitesi ve sosyal sermaye, tarihi birikim, kültürel zenginlik, bilim ve teknoloji altyapısı, inovasyon kapasitesi, diplomatik beceri gibi başlıkları ön plandadır (Aydoğan, 2011: 7).

SERT GÜÇ YUMUŞAK GÜÇ
Zorlama

Somut, Gerçeklik

Ekonomik, Askeri

Dış Kontrol

Bilgi

Hükümet

Kasıylı/ isteyerek

İkna, ideoloji

İmaj, Semboller

Kültür, Değerler

Kendi kendini kontrol

Güvenilirlik, saygınlık

Toplum

Kasıtlı değil

Kaynak: Sancak, 2016: 114

Tablodan da anlaşılacağı üzere sert ve yumuşak güç birbirlerinden farklı unsurları barındırmaktadır. Genel çerçeve olarak bu farklılıkların pratiğe aktarılmasında yumuşak gücün devlet dışı aktörler vasıtası ile hayata geçirilmesi daha mümkün görülmektedir. Tüm bu dinamikler ele alınarak sivil inisiyatifler tarafından özellikle dış politika yapım süreçlerine insanî diplomasi başlığı altında katkı üretilmesi mümkündür.

Bu katkının üretilmesi sürecinde sert ve yumuşak güç arasında en önemli farklılık zaman kavramı üzerinden okunmalıdır. Doğrudan yapılan askeri, ekonomik müdahalenin etkileri kısa zamanda sonuçlar doğuracakken yumuşak güç çalışmalarının sonucu uzun çaba ve emek sonucunda verim vermesi beklenir. Türkiye’nin askeri güç kullanarak sınır ötesi operasyonlar ile açtığı alanlarda yumuşak güç unsuru olarak faaliyet gösteren kuruluşların gösterdiği performans ordunun müdahalelerinin hızında sonuç üretemeyecektir. Sınırların açılmasını ordu sert gücü ile kısa zamanda neticelendirmiş lakin burada yetiştirilecek bir insanın ülkemize olan geri dönüşünün sonucu belki on yıllar sonrasına yapılan yatırım olarak değerlendirilmelidir.

İNSANİ DİPLOMASİ:

Bir yumuşak güç metodu olarak ortaya çıkan “insanî diplomasi” kavramı, Türk dış politikası literatürüne son on yıldır aktif şekilde dahil olmuştur. Soğuk savaş sonrası dönemde kavram ülkelerin doğrudan askeri müdahalelerin dışında insanî unsurları ile diğer ülkeler üzerinde etki alanı yaratma çalışmaları ile başlamıştır. 1993 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Somali’ye yaptığı müdahale ilk örnek olarak teşkil edilebilir. Savaş, doğal afet vb. durum devam ederken ihtiyaç sahibi insanlara ulaşılması ve o insanların yaralarının sarılması faaliyetlerinin gerçekleştirilmesidir.

İnsani diplomasi, klasik diplomasi faaliyetlerinin iki veya daha fazla devlet tarafından yürütülmesi sınırlarını aşarak afet, savaş vb. insanî yardıma ihtiyaç duyulan durumlarda ihtiyaç duyulan durumu ortadan kaldırmak maksadı ile devlet dışı aktörlerin müdahalesini içermektedir. Bu süreci hayata geçirmek adına yerel, ulusal ve uluslararası kuruluşların yanı sıra, sivil karar alıcıların devreye girebilmesini kapsamaktadır.

Dünya siyasetinin tarihinde sivil karar alıcıların müdahaleleri çok yeni bir başlıktır. Bilinen klasik süreçte devlet dışı aktörlerin siyasi süreci müdahil olması pek alışılagelmiş bir yöntem değildi. Vatandaşların düğer ülkelerde cereyan eden benzeri problemleri bilmesi çok fazla tercih edilmeyen bir seçenekti. Son çeyrek yüzyılda yaşanan küreselleşme ve dijital ilerleme artık diğerden habersiz olma durumunu kontrol edilebilir olmaktan çıkarmıştır. Böylelikle sivil halkın başka ülke hakkında bilgi alması ve ilişki kurabilmesi kolaylaşmıştır.

Genel uluslararası kabul görmüş bir insanî diplomasi tanımı yoktur. Son yıllarda özellikle insanî organizasyonlar ve sivil toplum çalışmaları ile savaş sonrası yaraların sarılması çalışmalarının açıklamasında kullanılan bir diplomasi tabiridir.

BİR İNSANİ DİPLOMASİ OLARAK ANDA;

ANDA çalışmalarına Türk Dışişleri Bakanlığı’nın “sahada ve masada güçlü, girişimci ve insanî diplomasi” anlayışını benimseyerek yola çıkmıştır. Türk insanın vefa duygusunu sahada tatbik etmesinin yollarını özellikle en uzun sınır komşumuz Suriye topraklarında yaşanan iç savaş sonrası oluşmuş insanî mağduriyetlerin giderilmesi noktasında saha çalışmalarıyla hayata geçirmeyi hedeflemiştir. Türkiye’nin yumuşak güç faaliyetlerine devlet dışı aktör olarak sivil toplum kuruluşu çatısı altında katkı vermek, ANDA için belirlenen yol haritası olmuştur. Çalışmaların temelinde uluslararası kurum ve kuruluşlar ile kontak kurabilmek, Türkiye’nin insan yardım çalışmalarında sinir uçlarına dokunabilmek ve pek çok insanî diplomasi unsurunu sivil inisiyatif ile hayata geçirmek yer almıştır.

Anda Kardeşe Vefa Derneği 2014 yılında bir grup gönüllünün Türkmendağı ve civar bölgelerinde ki mazlum ve mağdur kardeşlerimize insanî yardım malzemeleri götürmesi ile başlamış bir harekettir. Daha sonraları yapılan duyurular sonucunda sosyal medyanın da büyük etkisi ile binlere ulaşan bir gönüllüler ağı kurmuş olduk. 2016 yılında resmiyet kazanmış olan Anda Kardeşe Vefa Derneği tamamen gönüllülük esaslı çalışan ve yardımı değil ‘’Vefa’’yı şiar edinmiş bir dernektir. Anda eski Türkçede (Göktürkçe) kan kardeş anlamına gelmektedir. Derneğimizin Merkezi Ankara’da olup Bursa, Sivas, Afyon, Kahramanmaraş, Tekirdağ, Manisa,  İstanbul , Batman, Elazığ, Erzincan , Diyarbakır ve Şanlıurfa gibi illerde resmi temsilciliğimiz olup daha onlarca ilde ise gönüllerimiz bulunmaktadır.

Bugüne kadar özellikle Fırat Kalkanı Harekât Bölgesi, Zeytin Dalı Harekât Bölgesi, Hatay Yayladağı ve ülke içerisinde ki diğer mülteci kampları başta olmak üzere 300 civarı insanî yardım ( gıda, kıyafet, battaniye, sağlık malzemesi) malzemelerini içeren tırı bölgelere AFAD VE Türk Kızılayı ile birlikte göndermiş bulunmaktayız. Bunun yanı sıra ilk olarak Hatay Yayladağı’nda başlatmış olduğumuz yetim çocuklar üzerine yaptığımız çalışmalar yine El Bab Kubbesin (Başköy) Halime Ana Yetim  ve Kültür Merkezi’nde 382 Afrin, Meryemin Yetim Merkezi’nde  110 yetimin bulunduğu iki tane yetim merkezimiz bulunmaktadır. Buralarda yetim çocuklarımıza savaş sonrası sosyal hayata adapte olabilmeleri için rehabilite hizmetleri, Türkçe dersleri ve futbol, tekvando gibi spor dallarında eğitimler veriyoruz ve gelecek yıllarımızda kendi çocuklarımıza kardeş ülkemize vefalı ve sevdalı birer nesil yetiştirme uğraşındayız. Yine bölgede ki gençlere ve kadınlara yönelik mesleki ve kültürel faaliyetlerde bulunulmaktadır.

Anda Kardeşe Vefa Derneği olarak sadece Suriye’de değil mazlumun olduğu her yere Türk’ün Vefalı elini uzatma gayesindeyiz. Bunun için özellikle Ramazan ayları (gıda paketleri, fitre, zekat dağıtımı, bayramlıklar gibi) ve Kurban Bayramları (binleri geçen kurban bağışları, bayramlıklar v.s) başta olmak üzere her dönem Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Bosna Hersek, Kosova ve Uganda gibi ülkelerde de gerek ayni gerek nakdi ve gerekse eğitim faaliyetleri ile destek olmaya çalışılmaktadır.

Ayrıca Derneğimiz Bünyesinde birde Arama Kurtarma faaliyetlerimiz bulunmaktadır. Yaklaşık bir yıldır Bursa Merkezli olarak çalışan Arama Kurtarma ekibimiz sayısal ve envanter anlamında bölgenin en seçkin ekipleri arasında yerini almış olup son dönemde Bursa civarında meydana gelen bütün yangın, sel, kayıp v.b olaylarda yerlerini almış olmaktadır. Yine AFAD‘dan eğitimlerini tamamlayarak Afet Bilinci Eğitmeni bir grup arkadaşımız bulunmakta ve AFAD ile birlikte ilerleyen zamanlarda inşallah çok güzel faaliyetlere imza atacaklardır.

İl temsilcilikleri aynı şekilde büyük bir özveri ile hem Genel Merkez aracılığı ile bütün mazlum coğrafyalara hem de kendi illerinde ki mazlumlara el uzatmaktadırlar.

Hali hazırda iki yetim merkezinde ki çocuklarımız için kullanmak üzere ‘’YILDIZ AİLE’’ projemiz bulunmaktadır. Bu proje ile toplamda 492 yetim çocuktan her bir yetimin bir aylık masrafını bir bağışçımızın karşılaması talebimiz bulunmaktadır. Bunun yanı sıra üçüncü bir yetim merkezi hazırlığı yapılmaktadır. (www.anda.org.tr

SONUÇ:

İnsani diplomasi çalışmaları ülkemizin yumuşak gücü olarak hayata geçirilmektedir. Bu faaliyetlerinin çıktılarının kısa sürede elde edilmesi bu anlamda hayalcilik olacaktır. İnsani diplomasi faaliyetlerini zeytin ağacı dikmeye benzetebiliriz. Bugün atılan tohumun neticesi belki on yıllar sonra bambaşka etkiler ile geri dönecektir lakin kısa vade de bu çalışmaların meyve vermesini beklemek gerçekçi olmayacaktır.

ANDA; bu farkındalık ve misyonu benimsemiş, Türkiye’nin on seneler sonrasında bölgesinde saygın ve etkin güç olması çalışmalarına katkı sunmayı misyon edinmiştir. Bugün yetimhaneler, aşevleri ve arama-kurtarma çalışmaları insanların gönüllerine dikilen birer “zeytin dalı” olarak görülmektedir. İki binli yılların ikinci çeyreğine belki ikinci yarısına bugünden niyet edilmiş, suyu dökülmüş, emek verilmiş fidanların meyveleri gönülleri doyurmuştur.

Bugün o kararlılıkla ve idealler ile “bizim orada ne işimiz var” demeden Suriye’de, Afrika’da, Afganistan’da Türk’ün vefalı elini mazlumların ihtiyacı olan her an uzatmayı görev olarak bilmiştir.

KAYNAKÇA:

1-) Nye, Joseph S. , Çeviren: R.İnan Aydın (2005). Yumuşak Güç, Elips Kitap

2-) Holsti, K. J. (1964). The Concept of Power in the Study of International Relations, 7/4: 179-194.

3-)*https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/turkiyenin-yardim-eli-dunyanin-dort-bir-yanina-ulasiyor/1234820#

4-) Aydoğan, Bekir (2011), Güç Kavramı ve Kamu Diplomasisi, Ekopolitik Uluslararası İlişkiler Masası, rapor no. 11-02.

5-) Sancak, Kadir (2016). Uluslararası İlişkilerde Güç Kavramı ve Yumuşak Güç, Nobel Akademik Yayıncılık, 1.Basım

6-) https://anda.org.tr/sayfa/hikayemiz.html

 

Sosyal Medyada ANDA

Diğer Haberler